Ülkemizin dört bir yanını etkisi altına alan kuraklık, tarım arazilerini adeta bir çorak araziye dönüştürdü. Suların çekilmesi, hem ekosistem hem de tarım üretimi açısından ciddi tehditler oluşturmakta. Son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri, bölgesel iklim farklılıkları ve su kaynaklarının doğru yönetilmemesi, tarım arazilerinin geleceğini tehdit eden başlıca sebepler arasında yer almakta. Ülkede tarımsal üretimin %75’ini gerçekleştiren sulak alanların azalması, gıda güvenliğini de tehlikeye atıyor.
Çoraklaşan araziler, kuraklık dönemlerinde tarımsal üretim için kritik öneme sahip olan su kaynaklarının azalmasından kaynaklanmakta. Özellikle iç bölgelerde yaşanan su kıtlığı, çiftçileri hata yapma riskine sokmakta. Sulama sistemlerinin yetersizliği ve tarımda yapılan yanlış uygulamalar, hem tarımsal verimliliği azaltmakta hem de mevcut kaynakları daha hızlı tüketmeye neden olmaktadır. Devletin bu konuda harekete geçmesi, hem çiftçilerin hem de tarımsal sürdürülebilirliğin geleceğini korumak açısından son derece önemli.
Hükümetin acil olarak su kaynaklarının yönetimini ve korunmasını etkin bir şekilde gerçekleştirmesi gerekiyor. Uzmanlar, sulama sistemlerinin modernize edilmesi ve su tasarrufu konusunda çiftçilere eğitim verilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, kuraklık durumlarında tarım desteklerinin artırılması ve su kullanımında çevre dostu yöntemlerin teşvik edilmesi gerekmekte. Bu noktada, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yaparak tarım alanlarında çeşitli projeler geliştirmesi büyük önem taşıyor.
Çoraklaşan arazilerin geri kazanılması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, hem ekonomiyi hem de ekosistemi korumak adına kritik bir rol oynamakta. Gelecek nesillerin sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşabilmesi için bu sorunların çözümü sıfırdan başlatılmalı. Cumhuriyet döneminden bu yana tarımda yaşanan büyük değişikliklerin dikkate alınması, devletin bu konuya yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Suların çekilmesiyle ortaya çıkan durumu istismar etmek yerine, bilgilendirme ve eğitimle çiftçilerin bilinçlendirilmesi sağlanmalı.
Çiftçilerin, su kaynaklarını akıllıca kullanmaları ve üretim sürecinde çevre dostu yöntemleri benimsemeleri için teşvik edilmesi önemlidir. Ayrıca, tarım sektöründe teknolojik gelişmelerin takip edilmesi ve yatırım yapılması da üretkenliği artırabilir. Günümüzde, su tasarrufunu ön planda tutan yeni tekniklerin kullanılması ve bu konuda uzman kişilerle iş birliği yapmak önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, suların çekilmesi ve arazilerin çoraklaşması, her geçen gün büyük bir tehdit haline gelmektedir. Bu sorunla başa çıkmak için devletin ve toplumun ortak hareket etmesi şarttır. Aksi takdirde, hem tarım sektörü hem de ülkenin genel ekonomik durumu olumsuz yönde etkilenecek ve gelecek nesillerin gıda güvenliği tehlikeye girecektir.