Selanik, Yunanistan’ın kuzeyinde yer alan, zengin tarih ve kültüre sahip bir şehir. Ancak, şehirde yaşayan göçmenler, özellikle mezar yerlerinin bakımı ve korunması konusunda büyük endişeler taşıyor. Göçmenler, ailelerinin defnedildiği mezarlıkların eski ve bakımsız durumda olduğunu, bu nedenle anılarının yeterince korunmadığını ifade ediyor. "Burada da mı rahat yok?" sloganıyla yola çıkan Selanik göçmenleri, bu sorunun çözümü için yetkililerden acil destek bekliyor.
Selanik kökenli göçmenler, özellikle aile büyüklerinin defnedildiği mezarların ziyaretinin kendileri için manevi bir önem taşıdığını belirtiyor. Ancak, mezarların durumu, göçmenlerin bu manevi bağlarını zayıflatıyor. Bakımsız mezarlıklar, hem ziyaret için gelen ailelerin zorunlu olarak yaşadığı duygusal yükü artırıyor hem de bu yerlerin kutsal bir mekan olarak algılanmasını zedeliyor. Birçok aile, mezar bakımları için kendi çabalarıyla çözüm bulmaya çalışsalar da, bu çabaların sonuçsuz kalması, ilgisizlik duygusunu daha da pekiştiriyor.
Selanik göçmenleri, sorun hakkında farkındalık yaratmayı hedefliyor. Bu kapsamda sosyal medya üzerinden başlattıkları kampanyalarla, mezarlıkların durumu hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyorlar. Toplum bilincinin artırılması, daha fazla kişinin bu konuyla ilgili düşünmesini ve harekete geçmesini sağlayabilir. Ayrıca, yerel yönetimlerin ve STK’ların da bu sorun karşısında daha duyarlı olması gerekiyor. Mezarlıkların rehabilitasyonu, yalnızca göçmenler için değil, aynı zamanda toplumun genel huzur ve barış ortamı için de büyük önem taşıyor. Selanik göçmenlerinin oluşturduğu dernekler ve topluluklar, bu konuda çeşitli etkinlikler düzenleyerek, hem farkındalık yaratıyor hem de çözüm önerileri sunuyor.
“Burada da mı rahat yok?” sorusu, sadece mezarlıklar değil, aynı zamanda bu topluluğun yaşadığı diğer sorunları da kapsayan bir ifadeye dönüşebilir. Göçmenlerin yaşadıkları yerlerde, kültürel kimliklerinin korunması ve geçmişle bağlantılarının sürdürülebilmesi için toplumsal iş birliğine ihtiyaç var. Bu tür girişimler, hem geçmişle bağların güçlenmesine hem de gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için bir temel oluşturacak.”
Sonuç olarak, Selanik göçmenlerinin mezarlıklar konusunda yaşadıkları endişe, şehirlerin tarihî ve kültürel kimliğinin bir parçasıdır. Mezarlıklar, yalnızca birer beden yeri değil, aynı zamanda geçmişle kurulan köprülerdir. Bu köprülerin yıkılmaması adına, tüm toplumu bu konuda harekete geçmeye davet ediyoruz. Göçmenlerin duygularını ve taleplerini göz önünde bulundurarak, hem mezarların bakımına önem vermeli hem de bu konudaki duyarlılığı artırmalıyız.