Son günlerde sosyal medyada dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), ünlü "Sokak Kedisi" hesabının sahibi Ebru Uzun Oruç hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu durum, sosyal medya camiasında büyük yankı uyandırdı. Peki, Ebru Uzun Oruç kimdir? Sokak Kedisi hesabı neden bu kadar ilgi çekiyor ve RTÜK’ün suç duyurusu ne anlama geliyor? İşte tüm bu soruların yanıtları.
Ebru Uzun Oruç, hayvan severliği ile tanınan ve özellikle sokak hayvanları için yaptığı çalışmalarla dikkat çeken bir sosyal medya fenomenidir. "Sokak Kedisi" Instagram hesabı, Oruç'un sokak kedilerine olan sevgisini ve bu kedilere karşı duyduğu sorumluluğu yansıtan paylaşımlarıyla biliniyor. Hesap, günlük olarak sokak kedilerinin hayatını ve karşılaştıkları zorlukları gözler önüne sererken, aynı zamanda bu konunun farkındalığını artırmak için de umut verici bir platform olarak işlev görüyor.
Ebru Uzun Oruç, uzun yıllardır sosyal medyada aktif bir şekilde sokak hayvanlarının sesi olmaya çalışıyor. Hesabında paylaştığı videolar ve fotoğraflar ile birçok insanın sokak kedilerine duyduğu ilgiyi artırmayı hedefliyor. Ancak, RTÜK'ün geçtiğimiz günlerde yaptığı suç duyurusu, Oruç'un bu aktiviteleri üzerine büyük bir soru işareti yarattı. RTÜK, söz konusu hesabın bazı içeriklerinin Türkiye'nin genel ahlak ve edep kurallarına aykırı olduğunu iddia ederek Ebru Uzun Oruç hakkında hukuki işlem başlatma kararı aldı.
RTÜK'ün Ebru Uzun Oruç'u hedef alan suç duyurusu, Türkiye’de sosyal medya içeriklerine yönelik denetimlerin sıkılaşmasına dair kaygıları da beraberinde getirdi. Kurul, Ebru Uzun Oruç’un paylaşımlarının toplumun genel yapısına zarar verdiğini ve bazı paylaşımların hayvanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini iddia ediyor. Bu durum, RTÜK’ün en çok tartışılan konularından biri olan sosyal medyanın denetlenmesi ile ilgili tartışmaları da yeniden alevlendirdi.
Bazı sosyal medya kullanıcıları, Ebru Uzun Oruç’un sokak kedilerine duyduğu şefkat ve destek dolu paylaşımlarını değerlendirirken, RTÜK’ün suç duyurusunu abartılı buldu ve bunun ifade özgürlüğüne bir saldırı olduğunu savundu. Diğer yandan, RTÜK’ün bu tutumu, hayvan refahı ve sokak hayvanlarının korunması konularında daha fazla takipçi ve destekçi kazanan Ebru Uzun Oruç için olumsuz bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Ebru Uzun Oruç'un sadece sosyal medya üzerinden değil, aynı zamanda sokak hayvanları için düzenlediği etkinliklerle de dikkat çektiği biliniyor. Oruç, çeşitli kampanyalarla yüzlerce sokak kedisinin tedavi edilmesine ve daha iyi bir yaşam ortamına kavuşmalarına yardımcı oldu. Böyle bir aktivistin hedef alınması, pek çok hayvanseverin tepkisini çekti ve sosyal medyada geniş bir tartışma başlattı.
Oruç, RTÜK’ün suç duyurusunu duyduktan sonra sosyal medya hesaplarından bir video paylaşarak durumu değerlendirdi. “Hayvanları korumak ve onlara bir ses olmak için buradayım. Benim amacım sevgiyi yaymak ve sokaklarda yaşayan canların durumunu anlatmak. Herkesin bir araya gelerek bu konuya duyarlı olmasını istiyorum” diyerek, kendisi hakkında yapılan suçlamaları reddetti.
Bu durumda, RTÜK'ün kararının hem Ebru Uzun Oruç'un kariyerini hem de sokak hayvanlarının durumu üzerine etkileri merak konusu oldu. Özellikle sosyal medya kullanıcıları ve hayvansever toplulukları, bu durumun altında yatan sebepleri ve olası sonuçları dikkatle izliyorlar. Ebru Uzun Oruç’un durumu, gelecekte social medya platformlarının içerik yönetimi ve denetlenmesi konularında daha fazla tartışma yaratacağa benziyor.
Sonuç olarak, Ebru Uzun Oruç'un sokak kedilerine dair yaptığı çalışmaların ve yeteneklerinin RTÜK tarafından göz ardı edilmesi, yalnızca bireysel bir hikaye değil, aynı zamanda ülkemizde sokak hayvanlarına yönelik toplumun genel yaklaşımını ve sosyal medyadaki ifade özgürlüğünü sorgulatıyor. Bu olay, tüm hayvanseverlerin ve sosyal medya kullanıcılarının dikkatle takip etmesi gereken bir durum olarak sahneye çıkıyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda daha fazla gelişme yaşanabileceği öngörülüyor. RTÜK’ün Ebru Uzun Oruç hakkında attığı bu adım, sosyal medya platformlarında hayvan hakları ve ifade özgürlüğü konularında daha geniş bir tartışmanın kapılarını aralayabilir.