Son günlerde sosyal medyada yayılan bir iddia, ölen İngiliz vatandaşının kalbinin çıkarıldığına yönelik endişeleri artırdı. Bu iddiaya ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, söz konusu haberlerin gerçek dışı olduğu ve hastane süreçlerinin uluslararası standartlara uygun olarak yürütüldüğü belirtildi. Özellikle sağlık alanında bazı dezenformasyonların artması, bu tür haberlerin hızla yayılarak kamuoyunu yanlış yönlendirmesine yol açabiliyor. Sağlık bakanlığı, bu gibi haberlerin asılsız olduğunu ve daha fazla spekülasyona yol açmamak için gerekli bilgilerin zamanında verileceğini vurguladı.
Olayın kökenine baktığımızda, sosyal medya platformlarında yayılan ve doğruluğu kesinleşmemiş bir video ile karşılaşıyoruz. Videoda, birkaç kişinin hastanede ölen bir kişinin kalbinin çıkarılmasına yönelik tepkileri görülüyor. Ancak, bu iddianın gerçeği yansıtıp yansıtmadığı konusunda resmi bir sağlam kanıt bulunmuyor. Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasında, "Hastanelerde oluşturulan sistematik süreçler çerçevesinde, yaşamını yitiren hastaların organlarının çıkarılmasının veya herhangi bir tıbbi müdehalenin yapılmasının hukuki ve etik normlara uygun olarak gerçekleştirildiği" ifade edildi. Portekiz kökenli İngiliz vatandaşı, kendisine ait sağlık geçmişiyle ilgili yeterli bilgi verilmeden bu durumun ortaya çıkmasında aleyhinde bir mizansen kurulduğu kaydedildi.
Sağlık Bakanlığı, hastanelerdeki süreçlerin her zaman denetim altında olduğunu ve herhangi bir sağlık kuruluşunun belirlenen kuralların dışına çıkmasının mümkün olmadığını belirtti. Açıklamada, "Türkiye'de sağlık hizmetleri, tıbbi etik kurallarına uygun bir biçimde sunulmakta olup, bu tür asılsız iddialar kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini engellemektedir" denildi. Sosyal medyada yayılan bu tür bilgi kirliliklerinin, hastaların ve yakınlarının endişelerine yol açtığı ifade edilirken, halkı sağlıklı bilgi edinmeye teşvik eden bir yaklaşımın önemine değinildi. Son olarak, Sağlık Bakanlığı, "Tüm vatandaşlarımızın ve ziyaretçilerimizin sağlık hizmetlerine güvenmelerini istiyoruz; her türlü şeffaflıkla hareket eden bir sağlık sistemi içerisindeyiz" açıklamasıyla konunun önemine dikkat çekti.
Bu olay, sağlık hizmetlerinin güvencesinin ve tıbbi uygulamaların şeffaflığının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Herkesin erişebileceği doğru bilgilere ulaşmasının sağlanması ve itibar yönetimi, sağlık alanında kritik bir yere sahip. Türkiye, sağlık turizmi açısından olduğu gibi sağlık hizmetleri açısından da dünya genelinde önemli bir konumda yer almakta. Bu bağlamda, herhangi bir spekülasyona açık kapı bırakmamak için sağlık alanındaki yönetmeliklerin daha da güçlendirilmesi gerektiği düşünülüyor. Ölen İngiliz vatandaşının durumu ise, başlı başına bir güvenlik ve etik sorunu olarak ele alınmayı gerektiriyor. İlgili bakanlıkların bu yaklaşımlara daha fazla önem vermesi gerektiği inancındayız.