Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, ülkemizde giderek artan kadına şiddet sorununu ele almak amacıyla önemli bir rapor tamamladı. Bu rapor, sadece sorunun boyutunu ortaya koymakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğini artırmak ve kadına yönelik şiddeti önlemek için somut öneriler de içeriyor. Özellikle sosyal medya fenomenlerinin bu konuda nasıl bir rol oynayabileceği üzerinde durulması, raporun dikkat çeken taraflarındandır. Komisyon, raporda önerilen önlemlerle, toplumda kayıtsızlık yaratılmadan, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik farkındalığı artırmayı hedefliyor.
Raporda yer alan veriler, Türkiye’de kadına şiddetin ne denli kritik bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Son yıllarda artış gösteren kadına yönelik şiddet olayları, toplumun birçok kesiminde derin yaralar açmakta. Resmi veriler, her gün yüzlerce kadının fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını göstermekte. Türkiye’de her 3 kadından 1’i, yaşamının bir döneminde şiddete maruz kalmaktadır. Bu bağlamda, TBMM Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, kadına yönelik şiddeti önlemek için etkin politikaların geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Raporda ayrıca, söz konusu şiddet olaylarının çoğunun aile içinde gerçekleştiği ve toplumsal normların bu durumu normalleştirdiği belirtildi. Bu nedenle, raporda toplumsal cinsiyet eşitliğine dair eğitici programların yaygınlaştırılması önerilmektedir.
Geleneksel medyadan farklı olarak, sosyal medya, günümüzde genç nesil üzerinde büyük bir etki alanına sahiptir. Raporda, sosyal medya fenomenlerinin toplumsal değişim süreçlerindeki önemine atıfta bulunuldu. Kadına şiddetle mücadelede, bu fenomenlerin seslerini duyurmasının ve toplumsal farkındalık yaratmasındaki rolü kritik bir bakış açısıyla ele alındı. Fenomenlerin, yaşanan sorunlara karşı duyarlılık geliştirme ve toplumda pozitif bir değişim yaratma konusunda nasıl bir katkıda bulunabileceği tartışıldı. Önerilen stratejiler arasında, bu fenomenlerin kadına yönelik şiddeti konu alan kampanya ve projelere dahil edilmesi yer almakta. Böylelikle gençler arasında daha geniş bir kitleye ulaşarak, kadına yönelik şiddetin kabul edilemezliği konusunda farkındalığın artması sağlanabilir. Komisyon, aynı zamanda sosyal medya hesapları üzerinden yapılan duyuruların ve kampanyaların etkinliğini artırmak için bu fenomenlerle işbirliği yapmayı hedeflemektedir.
Sonuç olarak, Meclis’te tamamlanan bu rapor, kadına yönelik şiddeti önlemede bütüncül bir yaklaşım sergiliyor. Herkesin üzerine düşen sorumluluğun altını çizen bu önerilerin hayata geçirilmesi, toplumsal huzurun sağlanmasına büyük katkıda bulunacaktır. TBMM, tüm bu mücadelelerde önemli bir aktör olmaya devam edecek ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gereken düzenlemeleri hayata geçirecektir. Raporun, sadece bir başlangıç olmadığını, aynı zamanda toplumsal bilincin artırılması için atılan adımlardan biri olduğunu unutmamak gerekiyor. Gelecek nesillerin şiddetten uzak bir dünyada yaşamaları için herkesin el birliğiyle çalışması gerekmektedir. Feminizmin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, ancak bu tür inisiyatiflerin aktif bir şekilde desteklenmesiyle mümkün olacaktır.