Son günlerde İstanbul'da meydana gelen depremlerle ilgili yapılan açıklamalar ve ortaya atılan iddialar, kentteki sismik aktivitenin sebeplerini tartışma konusu yaptı. Özellikle bazı sosyal medya platformlarında yer alan "ABD gemisi sondajı, İstanbul'daki depremin nedeni" şeklindeki söylemler, bilim insanlarının ve yetkililerin tepkisini çekti. İstanbul Üniversitesi’nden Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, bu tür iddiaların gerçekleri yansıtmadığını vurgulayarak, mevcut depremlerin doğal bir süreç olduğunu açıkladılar.
Konuya ilişkin açıklama yapan uzmanlar, İstanbul'un bulunduğu bölgenin, yıllardır doğal bir sismik aktivite içerisinde olduğunu belirtti. Uzmanlar, Marmara Bölgesi’nin fay hatları üzerindeki konumunun, depremlerin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, İstanbul'da yaşanan depremleri herhangi bir dış etkenle ilişkilendirmenin yanıltıcı olabileceğini ifade ettiler.
Jeoloji Mühendisi Dr. Ayşe Yıldız, "Depremler, yer kabuğundaki doğal hareketlerin bir sonucudur. Bu noktada, bazı sosyal medya kullanıcılarının paylaşımlarında öne sürdükleri iddialar tamamen gerçek dışıdır. Sondaj işlemleri, belirli bir çevredeki jeolojik yapı ve gaz veya petrol potansiyelinin tespiti için yapılır. Ancak bu işlemlerinin depreme neden olduğu fikri, bilimsel gerçeklikten uzaktır," şeklinde konuştu.
Depreme ilişkin yanlış bilgilendirmelerin, toplumda huzursuzluğa neden olabileceğini belirten uzmanlar, halkın doğru bilgilendirilmesinin önemine dikkat çekiyor. İstanbul’da meydana gelen son depremlerle ilgili olarak Türkiye Ulusal Sismik Ağı’ndan alınan veriler, depremin büyüklüğünün ve sıklığının mevcut fay hatlarının hareketliliği ile ilgili olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan İstanbul, Kuzey Anadolu Fayı’nın doğudaki devamı üzerinde bulunuyor ve bu fay hattı, tarihsel olarak büyük depremler üretmiştir.Özellikle 1999 İzmit Depremi gibi büyük bir felaketin ardından sismolojik aktivitelerin artması, bu bölgedeki jeolojik risklerin daha iyi anlaşılmasını sağladı. Dr. Yıldız, “Tarihsel verilere baktığımızda İstanbul çevresindeki fay hatlarının depremlere neden olduğunu çok net görebiliyoruz. Dolayısıyla, bunun dışında farklı etkenlere atıfta bulunmak halkı yanıltabilir,” dedi.
Sonuç olarak, İstanbul’daki depremlerin nedeni olarak gösterilen "ABD gemisi sondajı" gibi spekülatif iddialar, bilimsel verilerle çelişiyor. Uzmanlar, vatandaşların bu tür söylentilere kulak asmamaları gerektiğini ve deprem bilinci konusunda eğitilmenin öneminin arttığını vurguluyor. Doğal afetler karşısında sosyal medyada dolaşan bilgiler yerine resmi kaynaklardan bilgi almak her zaman en sağlıklı yol olacaktır.
İstanbul'daki depremlerin gerisinde yatan sebeplerin derinlemesine incelenmesi gereken bir durum olduğunu ifade eden bilim insanları, halkı bilgilendirme görevlerinin olduğunu, bu durumun da toplumun genel güvenliği açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor. Bilimin ve bilim insanlarının verilerinin öne çıkması, halkın doğru yönlendirilmesi açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
İstanbul’un geleceği için alınacak önlemlerin yanı sıra deprem güvenliği eğitimlerinin artırılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini ve deprem hazırlığına yönelik çalışmaların artırılmasının önemine dikkat çekiyor.
Son olarak, son günlerde meydana gelen depremler doğal bir süreçtir ve bu süreçte bilinçli bir yaklaşım sergilemek herkesin sorumluluğu olmalıdır. İlk adım olarak doğru bilgiye ulaşmak ve bu bilgileri yaymak, toplumsal güvenliği artıracak önemli bir adımdır.