Son dönemde Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler, İsrail'in hava savunma sistemlerini ciddi bir tehdit altına sokmaya başlamış durumda. Uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletleri ile güçlü bir askeri işbirliği yürüten İsrail, bu süreçte özellikle Iron Dome gibi ünlü füze kalkanı sistemleriyle kendini koruma altına almıştı. Ancak son günlerde, ortaya çıkan bazı uluslararası dinamikler ve ABD ile olan ilişkiler, İsrail'in füze kalkanlarının etkinliğini ciddi anlamda sorgulatır hale geldi. Şimdi İsrail, ABD'siz son on günde nasıl bir strateji geliştirilecek? Bu soru, bölgedeki istikrarı belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.
İsrail'in ulusal güvenliği, uzun süredir ABD ile olan ilişkilerinin derinliğine bağlı. Ancak Amerika'nın Ortadoğu politikalarında yaşanan dalgalanmalar, özellikle son birkaç ayda İsrail'in elini zayıflatarak, müttefiklerinin desteğini azaltmaya başladı. Özellikle Biden yönetiminin bölgedeki bazı stratejik yaklaşım değişiklikleri, İsrail’in doğu sınırları boyunca daha fazla askerî tehdit ile karşı karşıya kalmasına sebep oldu. Hava savunma sistemlerinin etkili çalışabilmesi için gereken teknolojik ve finansal desteğin azalması, İsrail hükümetini beklenmedik bir durumda yalnız bırakabilir.
Iron Dome, İsrail'in sıklıkla başvurduğu bir hava savunma sistemi olarak bilinmekte. Bu sistem, düşman füzelerini etkisiz hale getirirken, aynı zamanda yüksek oranda başarı yüzdesine sahip. Ancak bu tür sistemlerin çalışması, sürekli bakım, güncelleme ve finansal kaynak gerektirmektedir. Şu anda, İsrail bu kaynakları, özellikle de tuhaf bir şekilde gerginleşen ABD-İsrail ilişkileri nedeniyle sorunlu bir şekilde temin etmekte. Eğer bu durum böyle devam ederse, Iron Dome gibi sistemlerin verimliliği düşebilir ve İsrail, hava saldırılarına karşı daha savunmasız bir hale gelebilir. İşte bu yüzden, ülkede yürütülen savunma politikalarının geleceği büyük bir belirsizlik içeriyor.
Son olarak, küresel jeopolitik dengelerin sarsılması, İsrail için yalnızca askeri değil, ekonomik ve sosyal etkileri de beraberinde getiriyor. Aynı zamanda, Orta Doğu'daki yeni müttefiklikler ve düşmanlıklar, İsrail'in savunma stratejilerini yeniden gözden geçirmesine sebep olabilir. Sonuç olarak, İsrail'in füze kalkanlarının etkinliği giderek azalırken, hükümetin bu durumu nasıl yöneteceği merak konusu. Amerika’nın desteği olmadan, ulusal güvenliği sağlamanın yeni yollarını bulmak zorunda kalacak olan İsrail, bu sürecin ne kadar süre daha sürdürülebileceğini ve dünya genelindeki diğer ulusların tutumlarının nasıl şekilleneceğini yakından takip etmek zorunda kalacak.
Kısacası, ABD'siz son 10 gün, sadece İsrail için değil, Orta Doğu için de kritik bir dönüm noktası olabilir. Bu dönemde neler olacağını kestirmek zor olsa da, yaşanan gelişmeler eşliğinde İsrail’in alacağı kararlar, uluslararası siyaseti doğrudan etkileyecek gibi görünüyor.