Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), 2024 yılı itibarıyla İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarının nerede olduğunu tespit edemediklerini duyurdu. Bu durum, dünya genelinde nükleer silahlanma ve güvenlik kaygılarını yeniden gündeme getirirken, İran'ın nükleer programına yönelik uluslararası üne sahip kurumların gözlem faaliyetlerinin nasıl etkilendiği ile ilgili ciddi endişeleri de beraberinde getiriyor. Daha önceki yıllarda nükleer silah geliştirme iddialarıyla sarsılan İran, şu an zenginleştirilmiş uranyum stokunun konumu ve miktarı konusunda şeffaflık sağlamadığı için uluslararası toplumdan büyük tepki topluyor.
UAEA'nın açıklamalarının ardından birçok ülke, İran’ın nükleer programıyla ilgili elde edilen bulguları sorgulamaya başladı. Ülkenin uranyum zenginleştirme kapasitesinin artması ve bu konuda yeterli denetim mekanizmalarının olmaması, dozu artıran bir endişe yaratıyor. Mojtaba Zonnour, İran Meclisi Savunma Komitesi Başkanı, UAEA'nın güncel raporunu yalanlayarak, kendi uranyum rezervleri hakkında bilgi paylaştıklarını ileri sürdü. Ancak Zonnour’un iddiaları, dünya genelinde kabul görmüyor. Uygulanmaya devam eden yaptırımlar ve uluslararası izolasyonun ortasında İran, nükleer çalışmalarına hız verdiğini bildiriyor. Ayrıca, dünya güçleriyle imzalanan 2015 tarihli nükleer anlaşmanın yeniden değerlendirilmesi gerektiği, yetkililer tarafından sürekli vurgulanıyor.
UAEA'nın açıklamaları uluslararası güvenliği tehdit eden bir durum olarak değerlendiriliyor. Zira, zenginleştirilmiş uranyumun hangi amaçla kullanıldığı veya hangi noktada depolandığı net bir şekilde bilinmiyor. Dünyanın farklı bölgelerinde artan nükleer silahları ve nükleer teknoloji ile ilgili kısıtlamalar, her geçen gün daha da kontrol edilemez bir hal alıyor. Bu nedenle, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stoku konusunda belirsizliklerin devam etmesi, yalnızca Orta Doğu değil, tüm dünya için ciddi bir tehlike teşkil ediyor. Uzmanlar, bu durumun kıtanın yanı sıra dünya genelindeki güvenlik dengelerini sarsabileceğini ifade ediyor.
Sonuç itibarıyla, İran’ın nükleer programı ve zenginleştirilmiş uranyum stoklarının konumunun henüz belirlenememesi, global güvenlik için alarm verici bir durum. Uluslararası toplumun, özellikle nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konusunda daha proaktif adımlar atması gerekmekte. Zenginleştirilmiş uranyum üzerindeki belirsizliklerin giderilmesi, yalnızca İran için değil, tüm dünya için bir zorunluluk. UAEA ve diğer uluslararası kurumların bu konudaki çabalarının artırılması gerektiği dillerden düşmezken, İran yönetiminin de bu alanda daha fazla şeffaflık sağlaması bekleniyor.