İngiltere, son dönemde sağlık sistemi üzerinde büyük bir baskı ile karşı karşıya ve bunun en çarpıcı örneklerinden biri, ölüm sırasına giren yüzlerce hasta. Verilere göre, NHS (National Health Service) bünyesinde, ölüm bekleyen hasta sayısı son yıllarda hızla artış gösterdi. Bu durum, hem halk sağlığını tehdit ediyor hem de ülkenin sağlık sisteminin geleceğine dair ciddi endişelere yol açıyor.
Son aylarda yapılan araştırmalara göre, İngiltere'deki hastanelerde yüzlerce hasta, hayati tehdit eden durumlarla karşı karşıya kalmasına rağmen tedavi sırasına girmek için günler, haftalar hatta aylarca bekliyor. Bu artış, çeşitli nedenlerle ilişkilendirilmekte. Öncelikle, Covid-19 pandemisi sonrası sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırılması ve kaynakların kısıtlanması, Sivil Toplum Kuruluşları ve uzmanlar tarafından dile getirilen ana sebepler arasında yer alıyor. Ayrıca, yaşlanan nüfus ve artan kronik hastalıkların da bu durumu tetiklediği belirtiliyor.
2023 itibarıyla, İngiltere'deki hastanelerin yoğun bakım üniteleri doluluk oranı %90 seviyelerine ulaşmış durumda. Bu, acil durumlar dışında pek çok tıbbi müdahalenin ertelenmesi anlamına geliyor. Uzmanlar, bu durumun sadece o anki hastaları değil, sağlık hizmetinden yararlanan herkes için büyük riskler taşıdığına dikkat çekiyor. Örneğin; kanser gibi acil tedavi gerektiren hastalıklar, zamanında müdahale edilmediğinde kalıcı hasara yol açabiliyor.
Bu alarm verici durum karşısında, İngiliz halkı ve sağlık uzmanları arasında büyük bir öfke ve hayal kırıklığı var. Hastaların tedavi sırası beklerken, yaşamlarını yitirmesi, toplumda büyük bir kaygı yaratmakta. İnsanların karşılaştığı bu durum, sadece sağlık sistemi üzerindeki baskıları artırmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal güvenliği de tehdit ediyor.
Çözüm önerileri arasında öncelikli olarak sağlık sistemine daha fazla yatırım yapılması gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, sağlık alanındaki insan kaynağının güçlendirilmesi, teknolojinin etkin kullanımı ve sağlık hizmetlerinin daha verimli hale getirilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Ayrıca, devletin bu konuda daha proaktif bir yaklaşım benimsemesi ve uzun süreli stratejiler geliştirmesi gerektiği savunulmakta.
İngiltere'de yaşanan bu kriz, sağlık sistemi üzerinde ciddi bir yük oluşturmakla birlikte, toplumun her kesiminin bu soruna duyarlılık göstermesi gerektiğini de ortaya koyuyor. Ölüm sırasına giren hastalar, sadece sağlık kurumlarının değil, aynı zamanda hükümetin ve vatandaşların ortak sorunu olarak ele alınmalı. Bu durum, ülkede sağlık hizmetlerinin sadece çağın gereksinimlerine göre değil, insan hayatına olan saygıyla şekillendirilmesi gerektiğinin de bir göstergesi.
Kısaca, İngiltere'de yüzlerce kişinin ölüm sırasını beklediği gerçeği, sağlık sisteminin ne denli karmaşık bir hal aldığını ve kriz durumlarında ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Yetkililerin doğru adımlar atması, sadece belli bir zaman dilimini kurtarmak değil, gelecekte benzer durumların yaşanmaması için de hayati önem taşıyor. Sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması, doktor ve hemşire açığının kapatılması ve toplumsal bilincin arttırılması, bu sorunun çözümünde kritik rol oynamaktadır.