Ülke, 5 yaşındaki Melike’nin trajik ölümünün derin acısını yaşıyor. Küçük kızı işkence ederek öldüren baba ve üvey anne, adaletin karşısında ilk defa yüzleşti. Müslüm Y. ve eşi Suna Y., küçük Melike’nin cansız bedeninin bulunduğu olayın üzerinden geçen sürede pek çok soru işareti bıraktı. Olayın toplumda yarattığı infial, çocuk istismarı ve aile içi şiddete dikkat çekti. Melike'nin akıbeti, hem mahkemeye taşınan deliller hem de tanık ifadeleri ile büyük bir merakla takip ediliyor.
Mahkeme süreci, Melike’nin bir evlat olarak hayata veda etmesinin ardındaki gerçekleri aydınlatmayı amaçlıyor. Dava süreci sırasında savcılık, sanıkların çocuk üzerindeki işkenceyi nasıl gerçekleştirdikleri ile ilgili delilleri sunmuş ve toplumu dehşete düşüren olayın ciddiyetini vurgulamıştır. Melike’nin, defalarca darp edildiği ve yaşamına son verilmeden önce birçok azap ve işkenceye maruz kaldığı iddiaları, duruşmada tekrar gündeme geldi. Baba Müslüm Y. ve üvey anne Suna Y. ise, iddiaları reddederek yaşananların adli tıp raporu ile çeliştiğini savunmuşlardır.
Melike’nin acı hikayesi, sadece onun hayatı üzerinde değil, toplum genelinde de büyük yankı buldu. Olayın ortaya çıkmasından sonra sosyal medyada #AdaletİçinMelike etiketi ile bir kampanya başlatıldı. Birçok sivil toplum kuruluşu, çocuk hakları konusunda daha fazla önlem alınması gerektiği konusunda çağrılarda bulundu. Ülke genelinde çocuk istismarı ile mücadele adına daha sıkı yasaların çıkarılması gerektiği ve aile içi şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaların artırılması gerektiği konusunda geniş bir kamuoyu oluşturdu. Bu trajik olay, Melike gibi savunmasız çocukların korunması için toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiğine işaret ediyor.
Duruşma, Melike’nin ruhunu ve yaşadığı acıları temsil eden bir davanın başlangıcı oldu. Çocukların güvenli bir ortamda büyümelerinin sağlanması, ebeveynlerin eğitimleri ve aile içindeki şiddetin durdurulması için el birliği ile hareket edilmesi gerektiği bir gerçek. Ülkemiz, bu tarz vakaların bir daha yaşanmaması için adalet mekanizmasının etkin bir biçimde çalışmasını bekliyor. Melike için adalet arayışı devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde, Melike'nin arkadaşları ve öğretmenleri, küçük kızın neşeli ve sevgi dolu bir çocuk olduğunu dile getirerek, toplumun bu tür olaylara kayıtsız kalmaması gerektiğini vurguladılar. Melike’nin hikayesinin, çocuk istismarına karşı direnç oluşturmaya vesile olması temennisiyle, bu davanın benzer olaylara karşı bir dönüm noktası olmasını umuyoruz. Vicdanları kanatan bu olay, adaletin yerini bulması adına tüm Türkiye'nin kararlılıkla takip edeceği bir konu olmaya devam edecek.
Sonuç olarak, Melike’nin yaşadığı acılar, her birimizin sorumluluğu altında bulunuyor. Çocuklarımızın güvenliği için daha fazla ses çıkarmalı ve bu tür travmalara dikkat çekmeliyiz. Adaletin sağlandığı bir dünyada yaşamak ve bunu sağlamak adına hep birlikte hareket etme çağrısında bulunuyoruz. Melike, belki hayatta kalamadı ama onun hikayesi, gelecekteki çocukların korunmasına dair bir başlangıcı temsil ediyor.